8 Şubat 2018 Perşembe


Gastro-Özofageal Reflü Hastalığı






Reflü nedir?

Reflü hastalığının kapsamlı ve karışık bir çok tanımı vardır, kısaca ifade etmek gerekirse ''Mide içeriğinin patolojik şekilde yemek borusuna doğru geri kaçışıdır.''

Bu geri kaçış çeşitli etkilerle gün içerisinde tüm sağlıklı insanlarda olabilmektedir. Eğer bu geri kaçış mideye, yemek borusuna yada baş boyunda yerleşmiş ilgili organlara zarar veriyorsa, bu zarara bağlı olarak ağıza acı su gelmesi, yanma öksürük gibi belirtiler ortaya çıkarıyorsa, bu belirtilere bağlı olarak kişinin yaşam konforu uzun süreli olarak olumsuz etkileniyorsa veya ileri yaşlar için farklı hastalıkların ortaya çıkmasına sebep olacak duruma gelmişse reflü hastalığı olarak tanımlanıyor.

Bu olumsuz etkilerin sebebi nedir?

Mide iç yapısı ile yemek borusu iç yapısı birbirinden farklıdır bu yüzden iki organ bir kapakçık benzeri kas yapısı ile birbiriniden ayrılmış durumdadır. Biz bir şeyler yutarken yukarıdan aşağıya yani yemek borusundan mideye gıda geçişi oluyor. Mide içerisinde sindirilmekte olan gıdalarla birlikte asit mide içeriği, bir miktar safra ve bir miktar pankreas sıvı içeriği mide içerisinde bulunuyor. Tüm bu içerik bahsettiğimiz kapakçık sistemi ile yemek borusuna geri gitmiyor midenin kasılma hareketleriyle on iki parmak barsağına doğru yoluna devam ediyor. Sağlıklı bireylerde midenin aşırı dolması, kasıcı hareketler gibi bazı faktörlerle kabul edilebilir düzeyde geri kaçış olabilir.

Reflü sebepleri nelerdir

1—Fonksiyonel (sık kısa süreli gevşemeler) veya Mekanik (düşük basınçlı) problemler
2—Kötü beslenme, bazı gıdalar (kahve, alkol, çikolata)
3—Bazı ilaçlar
4—Nikotin
5—Gecikmiş mide boşalması (mide çıkış darlığı)
6—Mide fıtıkları
7—Obezite

Reflü Belirtileri nelerdir?

Regürjitasyon yani geri kaçış hissi
Göğüste yanma, yanma midede ve boğazda da hissedilebilir.
Göğüs ağrısı, göğüs ağrısı ile acil servise başvuran hastaların %50 reflü
Ağıza acı-ekşi su gelmesi
Ağızda kötü tat
Ağız kokusu
Yutma güçlüğü, ağrılı yutma genellikle yemek borusu zarar görmüş hastalarda
Sık sık boğazı temizleme ihtiyacı
Geçmeyen gıcık, öksürük (%30)
Hıçkırık
Ses teli problemleri, ses kısıklığı
Tekrarlayan larenjit, farenjit
Tedaviye beklenen yanıtı vermeyen astım nöbetleri
Tekrarlayan zatürre
Uyku apnesi

Sıkça sorulan bir soru var; yediklerim ağzıma gelmiyor reflüm var mıdır? İlla ki yediklerin ağıza gelmesi gerekmiyor.


Ne zaman hastalık kabul edilir?

Reflü tanımını yaparken söylediğimiz gibi, sağlıklı bireylerde de fizyolojik kabul edilebilir reflü olabilmektedir. Eğer reflü fizyolojik sınırları aşarak yemek borusu ve diğer ilişkili organlara zarar veriyorsa; kişinin yaşam konforunu olumsuz etkileyecek belirtiler ortaya çıkıyorsa bu durum hastalık olarak kabul edilir.

Bir kereye mahsus olarak akşam yemeğini fazla kaçırıp televizyon karşısına uzanmış bir kişinin ağzına acı su gelmesi hemen reflü hastalığı olarak kabul edilmeyecektir.

Seyahat nedeniyle bir dönem beslenme alışkanlığı bozulup göğüste yanma ağızda acı tat gelişen eve dönmesiyle bu belirtiler iyileşen ve tekrarlamayan kişi reflü hastası kabul edilmez.

Saydığımız belirtilerden tekrarlayan ve tedaviye yanıt vermeyen farenjit, astım atakları ve zatürre gibi durumlar önemlidir. Bu hasta grupları dahiliye, göğüs hastalıkları, kulak burun boğaz polikliniklerinde tespit edildiğinde meslektaşlarımız tarafından bize yönlendiriliyor ve ortak yaptığımız tedavilerle çok iyi sonuçlar alınıyor.

Sonuç olarak yaşam kalitesini bozuyorsa, endoskopide mide fıtığı gibi bir anatomik bozukluk varsa, yine endoksopide yemek borusunda ülser- yara gibi bir durum varsa reflü hastalığı adını koyuyoruz.

Reflü Hastalığı belirtileri dışında vücuda ne gibi zararlar verir?

Burada problem asit mide içeriğinin, safranın, pankreas sıvısının normalde temas halinde olmaması gereken yemek borusu, gırtlak, yutak ve solunum yolları hatta akciğerlerde uzun süre bulunması ve bu dokulara zarar vermesidir.

Çocuklarda büyüme gelişme geriliği
Larenjit, farenjit,bronşit,astım gibi solunum yolu hastalıkları
Zatürre
Özofajit-yemek borusu iltihabı
Yemek borusunda daralma, kanama
Kansızlık
Barret hastalığı
Yemek borusu kanseri

Burada karşımıza bir tanım çıktı; Barret Hastalığı nedir. Barret hastalığı; reflü sonucunda mide içeriğinin yemek borusuna verdiği zarar ile yemek borusu ve mide birleşim yerinde ortaya çıkan patolojik doku değişimidir. Bu durum reflü hastalarının %10'luk bir kısmında karşımıza çıkmaktadır. Barret hastalığındaki sıkıntı kansere dönüşme potansiyelidir. Barret hastalığı tespit edilmiş kişilerin kanser gelişimi açısından uzun dönem endoskopi takibine alınması gerekmektedir.

Burada bir soruyu yanıtlamış olduk; reflü hastalığı kanser yapar mı kansere dönüşür mü?
Eğer reflüye bağlı olarak kişide Barret hastalığı da geliştiyse evet kansere yol açabilir. Reflü hastalığı ile yemek borusu alt uç kanserleri arasında ilişki vardır. Bu konuda şöyle bir kriter var; hastanın ilk endoskopi görüntülemesinde Barret hastalığı tespit edildiyse kansere dönüşme riski var, ona göre takip ve tedavi olmalıdır; ilk endoskopide Barret hastalığı yoksa kanser gelişme riski hemen hemen yok denecek kadar azdır.

Reflü teşhisi nasıl konur?

Bahsettiğimiz şikayetleri olan hastamız bize başvurdu, biz onun hikayesini dinledik, beslenme alışkanlığı, yaşam tarzı hakkında reflüyü etkileyecek özellikleri belirledik, sigara kullanımını sorguladık, varsa ek hastalıkları, kullandığı ilaçları öğrendik, obezite durumunu değerlendirdik, reflünün vücuda verebileceği zararlarlar ilgili bir şikayeti olup olmadığını sorduk, muayenesini yaptık ve reflü hastalığı olduğunu düşündük. Hastayı endoskopi ile inceliyoruz. Boğaz içerisinde reflüyle ilgili bir belirti var mı, yemek borusu içerisinde bir patoloji var mı (gıda artığı, ülser-yara, darlık, mide-yemek borusu birleşiminde belirleşmiş gevşeklik, mide fıtığı görüntüsü, Barret hastalığı görüntüsü, Tümör), mide içerisinde ilişkili hastalıklar (gastrit, ülser, tümör, mide çıkış darlığı, mide içerisinde anormal safra miktarı), gerekirse bu görülen yerlerden biyopsi alıyoruz.

Manometre incelmeleri

24 saat pH monitörizasyonu: Endoskopik bulgular yetersiz olabilir bu tür vakalarda yemek borusunun 24 saat boyunca asit ölçümü yapan kateterle değerlendirilmesi gerekebilir.

Endoskopi yaptırdım bende reflü yokmuş; Ek patoloji olmayıp sadece reflüde endoskopinin yeri sınırlı (%30 civarında), ne kadar asit kaçar ne zaman kaçar bilgi vermez.

Reflü hastalığının tedavisi ndir?


Reflü hastalığının tedavisinde sosyal hayat tedbirleri önemli yere sahiptir.Nedir bunlar;
Porsiyonların küçültülmesi,
Yavaş yiyip iyi çiğnemek gerekir
Tok karına uzanmama, yatmama, 3 saat
Ağır sportif egzarsizleren kaçınma
Sıkı kemer, dar giyeceklerden kaçınma
Başı biraz daha fazla yukarıda tutacak yastıklar tercih etme
Fazla kilolardan kurtulma
Reflüyü artıran ilaçların değiştirilmesi
Sigaranın bırakılması
Stresten uzak durulması

Bu tedbirler mide içeriğinin yemek borusuna kaçışına engel olacaktır.

Hangi gıdalar reflüyü artırır;

Genel olarak mide asidini artıran ve zor sindirilen, midede uzun süre kalan gıdalar reflüyü artırır.
Kızartmalar
Aşırı tuzlu konserveler
Domates, domates suyu, salça, ketçap
Sarımsak, soğan
Fazla baharatlı gıdalar
Nane ve naneli gıdalar
Narenciye (portakal, limon)
Kahve
Alkollü içecekler

İyi hissettiren gıdalar;
Haşlama gıdalar
Bitkisel proteinler
Lifli gıdalar (Elma, muz)
Sebzeler (Brokoli, havuç)

Bu bahsettiklerimiz reflünün semptomatik tedavisinde yani şikayetleri engellemede yardımcı olmaktadır. Gıda rejimlerinin, sosyal hayat tedbirlerinin hastalığın gidişinde önemli bir faydası olduğuna dair bilimsel kanıt yoktur.

Reflüde ilaç tedavisinin yeri nedir?

Reflü hastalığının ilaç tedavisinde kullanılan ilaçlar PPİ-proton pompa inhibitörü grubu mide ilaçları daha çok bilinen adıyla mide koruyuculardır. Bu ilaçların kullanımıyla hastalığın derecesine göre hastalar oldukça fayda görmektedir. Reflüde şikayetlere esas sebep olan mide asidi olduğu için bu asit ortamı ortadan kaldırmakla hastanın şikayetleri azalmaktadır. Hatta tersten gidersek polikliniğe ilk başvuruda hasta ben bu ilaçları kullanınca rahatlıyorum fakat ilacı bırakınca şikayetlerim hemen başlıyor şeklinde anlattığında bize reflü teşhisi açısından önemli bir ipucu oluyor.

Bu arada reflü hastalığının diğer nedenlerinden birini ortadan kaldırıncaya kadar geçen sürede şikayetleri baskılamak için yine bu ilaçlardan faydalanıyoruz. Örneğin ciddi reflü semptomları olan obez bir hastamız için dahiliye ve diyet polikliniğinden destek aldık hasta ideal kilosuna gelene kadar da ilaç başladık, bir süre sonra obezite ile mücadele edip hasta hem obeziteden hem de reflüden kurtulmuş olacaktır, artık ilaca da ihtiyacı kalmayacaktır.

Fakat kullanılan bu ilaçlar kapak yetmezliği üzerine etkili değildir. Yani tekrar vurgulamak gerekirse asidi dolayısıyla şikayetleri ortadan kaldırır ama geri kaçışı engelleyecek bir etkileri yoktur. İlaç tedavisi altında olan hastaların kapak yetmezliği ile orantılı olarak tedavinin kesilmesinden sonra şikayetleri tekrarlar. Sonuç olarak bu hasta grubu ömür boyu ilaç kullanmak zorunda kalacaktır. Özellikle yaşam konforu olumsuz etkilenmiş genç hastalarda bu çok mümkün görünmüyor.

Tabi ki bu cümlenin sonunda akla hemen şu soru geliyor, bu ilaçların uzun dönem kullanımında yan etkileri nelerdir. Bu konuda yüzde yüz karara varılmış, hem fikir olunmuş değil. Bu ilaçların uzun dönem kullanımında osteoporoz (kemik erimesi), böbrek hasarı, Alzheimer (bunama) üzerine etkili olabileceği söylenmektedir. Bu sebeple bu ilaçları uzun süre kullanacak hastaların bu patolojiler açısından bilgilendirilmesi ve risk faktörlerinin irdelenmesi kötü sonuçlar açısından önemlidir. Ama bu konunun tartışma olduğu bilinsin, bugünkü bilgilerle kesin böyledir diyemiyoruz.

Mide fıtığı var; ilaç tedavisi ile rahatlıyor bırakınca tekrarlıyor öncelikle sebep ortadan kaldırılmalı yada endoskopide yemek borusunda yara görüldü ilaç başlandı şikayetler tam olarak rahatlamadı 1 yıl sonra kontrol endoskopi yapıldı yine yara var bu olguda da asit dışı sebepler gözden kaçmamalıdır (safra, pankreas sıvısı)

Reflünün cerrahi tedavisi nedir?

Reflüde ameliyat şart mı?
Reflüde ameliyat mecburidir cümlesi doğru değil. Hastanın yaşam konforu bozuluyorsa, ilaç tedavisinde cevap alınamıyorsa, Barret hastalığı varsa ameliyat düşünülmelidir. Az önce de bahsettiğimiz gibi yemek borusunda yara varsa, mide fıtığı teşhis edildi ise ve kapak yetmezliği vakalarında hastanın ömür boyu ilaç içmesi gerekebilir. Özellikle bu durumda olan hastalarda Laparoskopik cerrahi kalıcı şifa sağlayan, hastayı sürekli ilaç kullanımından kurtaran ve yaşam kalitesini arttıran bir seçenektir.

Ameliyat şart mı? Değil. Doktor hasta ile birlikte karar verir. Ama ilacı ne kadar kullanacaksın?

Ameliyatta ne yapılıyor?

Günümüzde altın standart reflü ameliyatının da diğer bir çok karın içi ameliyat gibi laparoskopik yani kapalı yapılmasıdır. Nissen Yöntemi ve Toopet Yöntemi var. Nissen'de mide kendi etrafında 360', Toopet'de 270' döndirülüp dikiliyor. Böylece yemek borusu mide arası kaçak engellenmiş oluyor. Eşlik eden br patoloji varsa örneğin mide fıtığı, safra kesesinde taş gibi aynı seansta o ameliyat da edilebiliyor.

Ameliyat sonrası durum nedir?

Laparoskopik olduğu için şiddetli ameliyat ağrıları olmaz. İlk gün özellikle omuz ağrısı olur, ağrı kesicilere yanıt verir. Daha sonra olmaması gerekir. Hasta 3-6 saat sonra yürüyüşe başlar. Ertesi sabah beslenebilir.

Ödemden dolayı darlık olacaktır o yüzden ilk 1 hafta sulu gıda, yoğun çorbalar tercih edilir.
1 hafta sonra katı gıdaya geçilir.
İlk 1 ay özellikle ilk üç lokmada yutma güçlüğü olabilir bu sebeple ilk lokmalarda daha çok yumuşak kaygan gıdalar tercih edilmelidir. 1 ay bittikten sonra yutma güçlüğü olmamalıdır. Varsa değerlendirilmelidir.Yapılan çalışmalra göre yaklaşık %10 tekrarlama olasılığı vardır.

Başarı şansı nedir?

Hangi hastaya
Hangi ameliyat yapıldığı
Hastanın beklentisi: yanma kaynama geçer, gaz şişkinlik geçmeyebilir.
Ameliyatın yapıldığı tesis, cerrahın tecrübesi, yardımcı personelin tecrübesi başarı şansını etkiler.


Çorlu Vatan Hastanesi
Op Dr Okay Pırtı
0 531 898 12 49


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder